Gelecek Partisi Genel Başkanı Prof.Dr. Ahmet Davutoğlu, Konya'da düzenlenen basın toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Programda hem yerel hem de ulusal meseleler ele alındı. Davutoğlu, yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi:
"Çok kritik bir dönemden geçiyoruz. Bu süreçle ilgili sürekli tavsiyelerde bulunuyoruz. Mülteciler konusunda insani değerlere sahip çıktığımız için eleştiriliyoruz. Hem Suriye halkını hem de halkın arkasında duran devletimizi tebrik ediyorum.Suriye halkının uzun yıllardır zulüm gördüğünü belirten Davutoğlu, Suriye halkının zaferini tebrik ediyorum. 13 yıl boyunca kimse bunu anlamaya çalışmadı. 13 yıl boyunca Suriye bağlamında ağır iftira ve eleştirilere maruz kaldık. Mülteciler konusunda insani gerekçelere sahip çıktığımız için üzerimize gelmeyen kalmadı. Sanki bu 13 yılın bütün sorumluluğu ki bu 13 yılın 5 yılında ben varım, 8 yılında herhangi bir görevim yok. Önemli değil, görevim olmasa da doğru politikalara ben 'doğru politika' derim. Onun için hem Suriye halkını hem de Suriye halkının arkasında duran devletimizi, hükümetimizi, Cumhurbaşkanımızı, Dışişleri Bakanımızı, bütün kurumlarımızı tebrik ediyorum. Olması gereken buydu
Devlet ahlakında şahsi mesele olmaz, hiçbir zaman şahsi çıkarlarım için bir şey söylemedim.
Erdoğan ve Bahçeli'ye mektupta tavsiyelerini ilettiğini aktaran Davutoğlu, "Sağ olsun Sayın Bahçeli mektubu aldıktan 2 saat sonra telefonla aradı ve 'tespitlerinize katılıyorum' dedi. Sayın Cumhurbaşkanımız da bir hafta sonra mektup ile cevap verdi. Suriye olaylarından sonra da tekrar hem Sayın Bahçeli'ye hem Sayın Cumhurbaşkanımıza mektup gönderdim. Devlette küslük olmaz. Bizim birinci derdimiz milletin birliğini korumaktır. İkinci derdimiz, meselemiz, devleti ayakta tutmaktır
Tüm siyasi parti liderlerine çağrıda bulunuyorum. Bizim gayemiz milletin birliğini korumak, devleti ayakta tutmaktır. Bu ülke, kutuplaşma siyasetinden çok zarar gördü. Türkiye'de en uç noktalar birbirini anlarsa barış sağlanır. Şimdi de bu tehlikeler karşısında milli birliği takip edeceğiz. Siyasi polemiklerle birbirimizi yıpratmak yerine Türkiye için neler yapabileceğimizi konuşmalıyız.
İktidar da muhalefet de umarım doğru adımları atar. Bütçe görüşmeleri yapılıyor. Şu an Türkiye'nin 2 trilyon 148 milyar lira bütçe açığı var. 2017 yılında Türkiye denk bütçe veren bir ülkeydi. Ne oldu da bu kadar açık verdik? İsraf ve yolsuzluklar bütçe kaynaklarını tüketti. 2016'dan bu yana bütçe açığı 70 kat arttı. Kur korumalı mevduatla halk faize alıştırıldı. Faiz artık günlük hayatta normal karşılanıyor. Halktan vergi toplayıp devlet tasarruf yapıyor, ancak büyük rantlarla bu kaynaklar israf ediliyor.
Asgari ücretle ilgili olarak, enflasyon beklentisine göre belirleneceği söyleniyor. Kimi kandırıyorsunuz? Hiçbir zaman bu beklenti tutmadı. Alım gücünü baz alarak, bu yılın enflasyon beklentisini yüzde 40 ile çarpın. Asgari ücretin 30 bin liradan aşağı olmaması gerekir. Kumar ve faiz düzeni zirve yapmış, aile yapısı yerle bir olmuş. Böyle bir ortamda ahlak seferberliği şart. Bir an önce sert bir tasarruf politikasına başlanmalı. Dünya savaşa doğru sürükleniyor denilerek, devletten başlamak üzere bir tasarruf seferberliği ilan edilmeli.
Bugün devlette görevim olsa, ilk işim dünya haritasını açıp, nerede kriz çıkar, neler yapabiliriz, ona bakmak olur. Kimse küçük siyasi hesaplar yapmamalı. Konya'da yolların tamamlanmadığını görüyoruz. 2019'da Konya metrosunun biteceği vaat edilmişti. Ancak verilen sözler tutulmadı. Konyalılar bu projeleri takip etmelidir.
AK Parti ve tüm partilerin bir ruhu ve bedeni vardır. Ben AK Parti'den korkmadım. AK Parti demek yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele demekti. AK Parti'nin ruhu, her türlü fedakarlığın yapıldığı bir davaydı. Eğer ben AK Parti'den ihraç edilmeseydim, partiyi düzeltmek için her şeyi yapardım. Kendi bakanlığına dezenfektan satan bakanla benim yolum olmaz.
Ben halkımıza sesleniyorum: İçinizden biriyim. Doğru bildiğimi söyler, doğru olanı yazarım. Şahsi olarak AK Parti'nin doğru adımlarının yanındayım, ancak yanlışlarına destek olmam. Devlette küslük olmaz. Kimseye önyargım yok."
