27 Nisan 1064'te Büyük Selçuklu Devleti'nin hükümdarı olan Sultan Alparslan, hükümdarlık süresinde kararlılığı, cesareti, öngörüsü, zekası ve uyguladığı savaş taktiğiyle öne çıktı.
Ordusundan 4 kat büyük Bizans ordusunu 26 Ağustos'ta mağlup eden Sultan Alparslan, yürekli askerleriyle Anadolu'nun fethini kolaylaştıran süreci başlattı.
İlk hedefi Bizans'ın idare ettiği Anadolu coğrafyası olan ve bu amaçla sınır bölgelerine seferler düzenleyen Alparslan, Kars ve Ani şehirlerini ele geçirerek Bizans'tan ilk toprağını aldı.
Sultan Alparslan, Abbasi halifesinin 1070'te yardım talep etmesi üzerine ordusuyla Fatımilerin üzerine harekete geçti. Alparslan'ın Mısır'a yöneleceği haberini alan Bizans ordusu ise doğu seferini başlattı. Bunu öğrenen Alparslan, geri dönerek Suriye hattına doğru ilerleyişe geçti.
Rey şehrinde konuşlanacağı duyumunu yayan Alparslan, daha sonra Muş'a doğru hareket etti ve Malazgirt Ovası'nda karargahını kurdu. 26 Ağustos 1071 Cuma günü ordusuna namaz kıldıran Sultan Alparslan, ardından Romen Diyojen komutasındaki Bizans ordusunun üzerine yürüdü.
Selçukluların "Turan" taktiğinin en başarılı örneğini uyguladığı savaşın ardından, Romen Diyojen daha fazla dayanamayıp yenilgiyi kabul etti ve bazı askerleriyle yaralı olarak esir alındı.
Bu zaferle, "Anadolu'nun kapılarını Türklere açan sultan" olarak anılan Sultan Alparslan, Barzam Kalesi kumandanı Yusuf Harizmi'nin bıçaklı saldırısının ardından 24 Kasım 1072'de şehit oldu.
HABER= GAMZE BOSTAN