Destici, partisinin genel merkezindeki basın toplantısında, süresi iki yıl uzatılan Suriye ve Irak tezkereleri ile 10 büyükelçinin yaptığı açıklamaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'nin, komşu ülkelerin toprak bütünlüğüne büyük önem verdiğini belirten Destici, Irak ve Suriye'deki terör örgütlerinin, Türkiye'nin ulusal güvenlik ve sınırları için tehdit oluşturmaya devam ettiğini kaydetti.
Mustafa Destici, Türkiye'nin, barış ve istikrarı korumak için bölgede yaşayan soydaşlarının ve dindaşlarının güvenlikleri için uluslararası hukuktan doğan hakları doğrultusunda, gerekli önlemleri almak zorunda olduğunun altını çizerek, "Orta Doğu'da yaşanan her gelişmenin, ülkemize doğrudan tesirleri, Türkiye'yi, bölgeyle ilgili alınacak tüm uluslararası kararlara ve müdahalelere katkı sağlamaya, içinde olmaya ve inisiyatif almaya mecbur kılıyor." diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı tezkeresinin, TBMM'den onay almasının, kullanılacağı anlamına gelmediğini ifade eden Destici, tezkereye yapılan eleştirilerin "boş bir itiraz" olduğunu söyledi.
CHP'nin, HDP'den korkusuyla tezkereye "hayır" oyu verdiğini savunan Destici, 2019'da aynı tezkereye CHP'nin "evet" oyu verdiğini hatırlatarak, "Sayın Kılıçdaroğlu'na sormak istiyoruz. İki yılda ne değişti, terör mü bitti? Terör tehlikesi bertaraf mı edildi? Mehmetçiklerimiz evine mi döndü?" sorularını yöneltti.
Destici, Anayasa Mahkemesi'nin, HDP'nin kapatılması istemiyle açılan davada bir an önce karar vermesi gerektiğini dile getirerek, "Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Türkiye'de terör örgütünün partisi, varlığını devam ettirememelidir." görüşünü paylaştı.
Büyükelçilerin yaptığı açıklamaya ilişkin de konuşan Destici, hiçbir büyükelçinin görev yaptığı ülkenin iç işlerine karışamayacağını ve yargı süreçlerine müdahale edemeyeceğinin altını çizerek, "Açıklamanın, büyükelçilerin kişisel kanaatleri olduğunu hiçbir zaman düşünmedik. ABD dışındaki ülkelerin, bir talimatı yerine getirdikleri ise apaçık ortada." ifadesini kullandı.
Destici, muhalefet partilerinin büyükelçi krizinden dolayı ilk başta sevindiğini ve krizin çözülmesinden dolayı da rahatsız olduğunu kaydederek, "Kriz, Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Cumhurbaşkanı'nın dirayetiyle aşılmıştır. Bunu herkes bilsin. Diplomasinin gücünü, önce haklılıktan ama daha fazla sahadaki başarımızdan aldığını, tekraren dile getirmek istiyorum. Maalesef bugünün dünyasında güçlü değilseniz, haklı olmanızın hiçbir değeri yoktur." sözlerini sarf etti.