Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesiyle ilgili birtakım kamera görüntülerinin tespit edildiğini belirterek, "Bu kamera görüntüleri dün TÜBİTAK'a gönderildi. TÜBİTAK tarafından bir inceleme yapılıyor. Hem ses hem görüntü anlamında tespit edilen bazı evlerden elde edilen kameralarla ilgili TÜBİTAK'ta da bir çalışma yapılıyor." dedi.
Bakan Tunç, Antalya'da Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı (ATGV) Antalya Eğitim ve Sosyal Tesisi'nde düzenlenen 19. Uluslararası Adli Tıp Günleri Toplantısı'na katıldı.
Tunç, toplantının ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, Narin'in hunharca bir cinayete kurban gitmesinin herkesi çok yaraladığını ve üzdüğünü söyledi.
Narin'in canlı bedenine ulaşabilmek için çok çaba gösterildiğini, yüzlerce insan ve ekibin Narin'i canlı bulabilmek için çok çalıştığını hatırlatan Tunç, "Ama cansız bedenine ulaşıldı. Tabii bu kapsamda soruşturmalar da etkin şekilde devam etti. Özellikle Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığımızın başından bu yana katilleri tespit edebilmek, sorumluları bulabilmek için gösterdiği bir çaba söz konusu. Kolluk kuvvetlerimiz gece gündüz bir çalışması ve gayreti söz konusu." diye konuştu.
Ülkece Narin'in katillerinin tespiti ve hak ettikleri en ağır cezaya çarptırılması noktasında büyük bir beklentinin olduğunu dile getiren Tunç, bu beklentinin yargı tarafından karşılanacağını vurguladı.
Tunç, karanlıkta hiçbir şeyin kalmayacağını, şu anda elde edilen deliller, veriler, ifadeler olduğunu, ancak ifadelerde çelişkilerin bulunduğunu anlattı. Bakan Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yeniden ifadeler alınabiliyor. Bu anlamda soruşturma aşamasında şu anda 12 şüpheli tutuklu, 3 adli kontrol kararı verilen kişi var. 27'si şüpheli, 241'i tanık olmak üzere bu soruşturma kapsamında 268 kişinin ifadesi alındı. Birtakım DNA tespitleri var. Tespit edilen araçlar üzerinde kriminal incelemeler var. Gerek jandarma kriminal laboratuvarları gerekse Diyarbakır ve İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığımızın elde ettiği veriler var. HTS kayıtları var. Geriye dönük HTS kayıtları inceleniyor. Kim kiminle yoğun görüşmüş ve bunun yanı sıra baz çakışmalar tespit ediliyor. O cinayet mahallinde kimlerin olduğuna yönelik baz istasyonu tespitleri ve baz çakışmalarıyla ilgili şu anda çalışmalar devam ediyor. Birtakım tespit edilen kamera görüntüleri var. Bu kamera görüntüleri dün TÜBİTAK'a gönderildi. TÜBİTAK tarafından bir inceleme yapılıyor. Hem ses hem görüntü anlamında tespit edilen, bazı evlerden elde edilen kameralarla ilgili TÜBİTAK'ta da bir çalışma yapılıyor."
"Millet huzurunda hesap verecekler"
Soruşturmanın gizli yürütüldüğüne dikkati çeken Tunç, "Soruşturma kapsamında, gizlilik kapsamında, özellikle teknik veriler ve delillerle ilgili kamuoyuna yansımayan bazı hususlar da söz konusu. Tabii ifadeler, avukatlar tarafından kamuoyuyla paylaşıldığında o ifadelerden yola çıkarak birtakım yorumlar, tespitler yapılabiliyor. Tabii burada soruşturma gizli, soruşturmanın selameti açısından özellikle farklı yorumlara neden olacak hususlardan da kaçınmak gerekiyor. Dolayısıyla burada Narin kızımızın, Narin evladımızın katilleri mutlaka bu soruşturma kapsamında tespit edilecek. Ve yargı huzuruna çıkarılacak. Çok uzun sürmez. Açılacak davada yargılama neticesinde onun katil ya da katilleri yargı huzurunda, millet huzurunda hesap verecekler. Bunun sonuna kadar takipçisi olacağımızı hep söyledik." ifadelerini kullandı.
"Her türlü desteği özellikle soruşturma makamlarına veriyoruz"
Tunç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Narin'in kaybolduğu günden itibaren bu işin üzerinde hassasiyetle durduğunun altını çizerek, "Bir an önce bulunması ve bulunduktan sonra da yine özellikle soruşturma aşamasını çok yakından takip etti. Gerek Sayın Cumhurbaşkanı'mızın gerekse Hanımefendi'nin bu hususta gerçekten hassas olduklarını, sürekli gelişmeleri yakından takip ettiklerini de ifade etmek istiyorum. Konunun sonuna kadar takipçisiyiz, Adalet Bakanlığı olarak, teknik olarak her türlü desteği özellikle soruşturma makamlarına veriyoruz." dedi.
Soruşturmanın akabinde dava açıldığında kimler bu konudan sorumluysa yargı huzuruna çıkarıldığında, millet vicdanının da rahatlatılacağını dile getiren Tunç, "Tabii ki gideni geri getirmemiz mümkün değil. Çok üzüldük. Bir daha bu tür elim olayların ülkemizde olmaması, meydana gelmemesi için gayret göstermeliyiz. Toplum olarak özellikle çocukların korunması konusunda aileler olarak, devlet olarak hepimize düşen görevler var. Çocuk istismarının önlenmesi konusunda çok çalışmalıyız." değerlendirmesinde bulundu.