Kaçak su kuyularının obruk riskini artırdığına dikkati çeken konunun uzmanı akademisyenler, bir gecede açılan kuyular olduğunu, bu kuyuların kapatılması gerektiğini belirtiyor.
Konya'nın Çumra ilçesine bağlı iki mahallede geçen hafta eş zamanlı olarak 15 obruk oluşması, obruk konusunu tekrar gündeme getirdi.
Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölümü Uygulamalı Jeoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Halil Kumsar, obrukların yer altında zamanla çözünen kireç taşlarının boşluk oluşturması ve zeminin çökmesiyle oluştuğunu söyledi.
Kumsar, bu tür boşluk içeren yerlerde yerleşim açısından risk oluştuğunu kaydederek, böyle yerlerde depremlerin daha büyük çöküntülerin olmasına neden olduğunu anlattı.
Yer altı boşluklarının çok ayrıntılı bir şekilde incelenmesi ve ona göre kent planlaması yapılması gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Kumsar, "Eş zamanlı oluşan obruklar depremin habercisi olmaz. Onlar lokal, yerel hareketlerdir. Biz bunları kütle hareketleri olarak da tanımlarız. Onlar bir çökme şeklinde doğrudan yer çekimi yetkisiyle aşağıya inerler. Buradaki yer altındaki mağaranın tavanının aşağıya inmesidir. Dolayısıyla onu taşıyacak aşağıdan bir suyun kaldırma kuvveti bile yoktur." diye konuştu.
Kumsar, yer altı sularının bilinçsiz kullanılmasının obruk oluşum riskini artırdığını belirterek, yağışların az olduğu Konya Ovası'nda da tarımsal sulamada yer altı sularının kullandığına dikkati çekti.
Bölgede DSİ'nin açtığı kuyularda suyun kontrollü şekilde kullanıldığını ancak kaçak kuyuların da açıldığını belirten Kumsar, "Konya Ovası'nda vatandaşın açtığı kayda girmeyen sondajlar da var. Bunların planlı bir şekilde kapatılması lazım. Yer altı suyuyla yapılacak olan sulamalarda özellikle kireç taşı veyahut karbonatlı kayaçların olduğu ortamlarda dikkatli olmak gerekir." ifadelerini kullandı.
- "Bu, sonunda bizi böyle felaketlere götürebiliyor"
Jeoloji Mühendisliği Bölümü Mineraloji-Petrografi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Barış Semiz ise Denizli'nin Çivril ilçesinde 4 yıl önce meydana gelen obrukta bazı bilimsel veriler elde ettiklerini söyledi.
Obruğun mevcut jeolojik çökmenin sonucu meydana geldiğini tespit ettiklerini dile getiren Semiz, şöyle konuştu:
"Buradaki obruk oluşumunun en büyük sebebi bölgedeki su çekimlerinin çok fazla olması diyebiliriz. Bölgede kontrolsüz bir şekilde yer altı suyu kullanımı tespitlerimiz oldu. O bölgenin jeolojik yapısının bu tip oluşumları oluşturulabilecek potansiyele sahip bir bölge olduğunu ortaya koyduk. Buna göre de önlemlerin alınması şeklinde önerilerde bulunduk."
Doç. Dr. Barış Semiz, karbonatlı kayaçların çok olduğu yerlerde yer altı su seviyesinin düşmesinin obruk oluşumlarını hızlandırabildiğini vurgulayarak, "Kaçak kuyular tespit edilemiyor, 1 gecede kuyuların açıldığını görüyorsunuz. Bu, sonunda bizi böyle felaketlere götürebiliyor." dedi.