HAYAT

Doğduk …
Hayatımızın tüm evrelerinde yaşadığımız deneyimler bugün bizi biz yapan değerlerimizdir. Özgüven, hoşgörü, alçak gönüllülük, empati, kanaatkarlık, çalışkanlık, sabır ve vefa.
Kelime anlamı olarak yabancı olmadığımız fakat uygulamada uzaklaştığımız ve yeri geldiğinde aklımıza bile gelmeyen değerler.
Günümüz toplumunda bu değerler çerçevesinde insan ilişkilerini tarafsız olarak değerlendirme fırsatınız oldu mu hiç?

Bizler güzel çocuklar olarak büyütülüp topluma kazandırılmış bireyleriz. Şimdi 80'li ve 90'lı yıllarda yaşadığınız yalın hayatın huzurunu, mutluluğunu düşünün. Belki gençliğinize belki de çocukluğunuza gittiniz, gerçek komşulukların olduğu, çocukların özgürce bir mahalleden diğerine arkadaşlık kurduğu, herkesin birbirini tanımasa bile selamlaştığı, kimsenin kimseye zarar vermeye çekindiği hatta korumaya aldığı TERTEMİZ günler…
Peki ama bu huzuru bugün neden hissetmiyoruz? Hayatımızda ne değişti?

Yersiz özgüven fazlalığı!
Kişinin kendinde güvendiği özelliklere aslında sahip olmadığı durum. Bu gereksiz özgüven, karşısındaki kişinin kararlarına, davranışlarına ve tercihlerine müdahale etmeyi kendine hak gören zihniyet ile birleştiğinde hiç çekilmeyen negatif değer!
Değişimin ilk halkası.

Toplu yaşam alanlarında inşaların birbirine tahammül etmemesi, sürekli müdahale etmesi, saygısızlığı, ötekileştirmesi, yok sayması, küçük düşürmesi, üstünlük kurma çabası günümüzün yeni ve negatif değerleri. Baktığınız zaman herkes çok iyi, çok empatili, çok vefalı, çok yardım sever çok çok çok… sadece sosyal medya platformlarında!
Ya gerçekte?

Kavga, hırs, üstünlük kurma çabası, rastgele söylenen kırıcı sözler hayatımıza hakim olan değerler. Artık insanlar selamlaşmıyor, sokaklar çocuk sesleri ile yankılanmıyor donuk bir hayat yaşamaya terkedildik, çünkü korkuyoruz. Mahalle arkadaşlarıyla okula giden çocuklar yok mesela, akşam kapı önlerinde sohbet eden komşular, yardımlaşma, sahip çıkma yok. Yeni normalimiz bu. İnsanlardan uzak yalnız bir hayat.

Tüm bu olumsuzlukları değiştirmek bizim elimizde. Yeter ki isteyelim. Sonra yavaş yavaş mantığımız değişir. Hatta dünya bakışımız, eşyayı görüşümüz, insanları anlayışımız değişir. Hatta çok güçlükle ve adım adım olur. Çok defa bize rağmen olur. Fakat istediğimiz değişim olur. Tek çabamız gelecek nesillere güzel ve yaşanabilir bir dünya bırakabilmek ve bizlerin yaşadığı yalın huzurlu hayatı günümüz koşullarına uyarlamaktır.

Ortalama 70 yıl yaşayacağımız şu dünya hayatı kozmik takvimde 8.6 saniyedir. Yani Evren için biz sadece önemsiz bir detayız. O yüzden şu kısacık yaşamınıza güzel detaylar koymalıyız. Empati kurun, yardım edin gülümseyin ama lütfen kalp kırmayın. Çünkü hayat çok kısa Güzellikler dolu günlere…

*YAZILARIN TÜM SORUMLULUĞU YAZARLARA AİTTİR

Yazarın Diğer Yazıları