GÜL YETİŞTİREN ADAMI ANLAMAK

Fikir ve düşünce dünyamızın şekillenmesinde topluma öncülük yapmış, 'yedi güzel adam' içerisinde Rasim Özdenören'in vefatı sevenlerini derinden üzdü. Edebiyatımızın büyük ustalarından, Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü sahibi, "Gül Yetiştiren Adam” Rasim Özdenören, sağlık sorunları nedeniyle bir süredir Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavi görmekteydi. 23 Temmuz 2022 tarihinde 82 yaşında hayatını kaybeden Özdenören, Türk edebiyatına damga vuran Cahit Zarifoğlu, Erdem Bayazıt, Nuri Pakdil, Mehmet Akif İnan, Alaeddin Özdenören ve Ali Kutlay'dan oluşan '7 güzel adam' arasında yer alıyordu
O, Yedi Güzel Adam'ın bu hayattaki sonuncusuydu. Türk hikâyesinde yerlilik unsurunu benimseyen önemli yazarlarımızdan birisidir.

Yaşar Kemal'e ait olduğu söylenen; "O iyi insanlar o güzel atlara binip çekip gittiler…'' dediği bu sözün aksine Rasim Özdenören  gibi  bu topraklara ruh üflemeyi bilenlerin geride bıraktıkları  eserleri genç nesillere ışık olmaya devam edecektir. Rasim Özdenören, Modernleşme karşısında Ruhumuzu kaybetmemiz gerektiği yönünde mesajları olmuştur.
Modernlik Batı'da 18. yüzyıl civarında ortaya çıkan, o zamanlardan bu yana da toplumsal, ekonomik, siyasal dizgeler demetine gönderme yapan bir şemsiye terim olarak algılanabilir.
 Modernleşme ise, genişleyen kapitalist pazarın sürüklediği bilimsel keşifler ile teknolojik yeniliklerin, sanayideki ilerlemelerin, nüfus hareketlerinin, kentleşmenin, eğitim faaliyetlerinin büyümesiyle ortaya çıkan sosyoekonomik değişimlerin toplamıdır. Her şeyin dur durak bilmez bir seyir içinde ebedî oluş ve yok oluşunun bilgisi; her şeyin birbirine bağlı olduğunun, var olanın bitimsiz zinciri içinde her şeyin bir diğerine bağımlı olduğunun kavranışı modernliği geçmişteki her şeyden farklı kılan bir durumdur. Terakki fikrinin büyüsüne kapılan insanlık, doğruyu ve güzeli daima yenide ve istikbalde görmüştür

İlerlemenin temelinde, insanlığın nihai ve idealize edilen son merhalede, müreffeh bir yaşam süreceği arzusu vardır. Ancak gelinen noktaya bakıldığında, tüm ahlak ve doğa, yaş ve cinsiyet, gece ve gündüz sınırlarının yok edildiği, sermayenin kendi şölenini kutladığı gerçek halini aldı. (Marx, Kapital) Modernleşme ülkeden ülkeye farklılık gösterebilir. Batı modernleşmesinden çok önemli bir farkla  bizden ayrılır: Batı'nın modernleşmesi, ekonomik-toplumsal yapının dönüşmesi ve bu ikisinin eş zamanlılığını izleyen bir toplumsal dönüşüm olarak belirirken Türk modernleşmesi, ekonomik ve toplumsal farklılaşmayı hızlandıran siyasal dönüşüm süreci olmuştur. Bir toplumun fertleri tarihin her döneminde başka bir medeniyet / kültür çevresine gerek kendi istekleri, gerekse zorlamalarla geçmek durumumda kalırsa,  başta eğitim olmak üzere toplumun tüm unsurları bundan nasibini alacaktır.


18. Yüzyılın başlarından itibaren günümüze kadar süren  modernleşme tarihi sonuçlanmayan yada sonuçlanması bir kısım elitler tarafından halen istenmeyen bir olgu olarak karşımızda durmakta.
Modernleşmenin, gelişmenin ne demek olduğunu, nasıl olması gerektiğini bugün bile tam anlamıyla kavrayabilmiş, anlayabilmiş değiliz (ya da böyle olmamız istendiği için böyleyiz). Modernleşmek, Avrupai olabilmek köklerimizi, yaşantılarımızı, gelenek göreneklerimizi unutarak, onardan utanarak, üzerine kalın bir sünger çekerek ilerlemek demek değildir; tam aksine bunlarla birlikte yürüyüp kendimizi daha da güçlü yapmaktır. 
 Türk edebiyatında M.Akif Ersoy ve Tevfik Fikret mücadelesinde sembolize edilen Asım - Haluk ikileminde gençlerimizi bırakmak kimseye fayda vermez. Son dönemlerde artık gerçek yaşamın dışında yeni bir hayat tarzı, sanal âlem veya sosyal medya/metaverse insanlığa sunulmuştur. Ülkemizin gençlerinin bu platformlarda kaybolmaması ve söz sahibi olmalarını istiyorsak;  bu topraklara nefes olmuş, insanlığa ruh üfleyen değerlerimizi ve eserlerini genç nesille buluşturmak zorundayız.

Kendi toplumuna yabancılaşmayan bir nesil için, Çağımızın yaygın sorunlarından körleştirilmiş kitleler, bakıp görmeyenlerden olmamak için, Kendinin bilincinde, kendini tanımlayabilen biricik varlık insanın, iradesinin ve sorumluluklarının farkında olması için, Her alanda yenilgi korkusunu aşabilmek ve o korkuya teslim olmamak için, Tüm çalışmalarımızın, insanımızı körleştirmeye değil aydınlatmaya yönelik olması için , Öz kültürümüzün gönüllere işlenerek toplumumuzda hayat bulması için, Gül Yetiştiren Adamın mesajlarını ve eserlerini doğru anlamak ve anlatmak zorundayız. Tarih boyunca her alanda ve her toplumda kendi içinde kanaat önderi olarak atfettiği kişiler her zaman olmuştur.

Ülkemiz adına bahse konu değerlerden biri olduğuna inandığımız, yakın zamanda Kovid-19'a yakalanan ve hastalığı geçen ancak KOAH rahatsızlığı nedeniyle tedavi gördüğü hastanede hayata veda eden Usta kalem Rasim Özdenören'e Allah'tan rahmet,  sevenlerine baş sağlığı dileriz.
 


*YAZILARIN TÜM SORUMLULUĞU YAZARLARA AİTTİR

*YAZILARIN TÜM SORUMLULUĞU YAZARLARA AİTTİR

Yazarın Diğer Yazıları