Türkiye'nin bereketli topraklarında yetişen domatesler, her yaz olduğu gibi bu yaz da maharetli ellerde eşsiz bir lezzete dönüşüyor. Salça, nesillerdir devam eden bu kadim gelenek, sadece bir yiyecek üretme faaliyeti değil, aynı zamanda bir araya gelme, paylaşma ve dayanışma kültürü.
Kışlık Hazırlıkların En Önemli Maddesi
Konya mutfağının da vazgeçilmezi olan salça, kış aylarında sofraları süsleyecek yemeklerin ana malzemesini oluşturuyor. Bu yüzden evlerde hummalı bir çalışma başlıyor. Kadınlar, imece usulü bir araya gelerek tonlarca domatesi elden geçiriyor. Domatesler yıkanıyor, doğranıyor ve büyük kazanlarda saatlerce kaynatılıyor. Ateşin başında dönen bu keyifli sohbetler, yorgunluğu unuttururken, tatlı bir telaşla geçen günün sonunda ortaya hem lezzetli hem de bereketli bir sonuç çıkıyor.
Emek ve Sabır Gerektiren Bir Sanat
Salça yapımı, büyük bir emek ve sabır gerektiriyor. Sabaha karşı başlayan bu mesai, güneşin batışına kadar devam edebiliyor. Kazanlar dolusu domatesin kısık ateşte yavaş yavaş koyulaşması, sürekli karıştırılması ve en sonunda o meşhur rengini alması, bu işin bir sanat olduğunu gösteriyor. Salçanın kıvamını ve lezzetini tam tutturmak ise tecrübe ve ustalık istiyor.
Toplumsal Bir Paylaşım Kültürü
Salça kaynatma geleneği, aynı zamanda sosyal bir etkinliğe dönüşüyor. Komşular, akrabalar ve arkadaşlar bir araya gelerek yardımlaşıyor. Salça kazanları, kahkahaların ve hatıraların paylaşıldığı birer sohbethane haline geliyor. Bu süreç, sadece kışlık erzak hazırlığı değil, aynı zamanda toplumsal bağların güçlendiği, dayanışma ruhunun yaşatıldığı önemli bir gelenek.
Kış sofralarının vazgeçilmezi olacak bu lezzetli salçalar, Konya'nın kültürel mirasının bir parçası olarak gelecek nesillere aktarılmaya devam ediyor. Bu topraklarda salça kaynatmak, sadece bir mutfak faaliyeti değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi.
