Türkiye'nin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü, yalnızca ekolojik açıdan değil, aynı zamanda tarihi ve kültürel zenginlikleriyle de bölgesel kalkınma açısından büyük öneme sahip. Ancak göl çevresindeki plansız yapılaşma, su kirliliği, tarımsal baskı ve iklim değişikliğine bağlı tehditler, bu benzersiz doğal alanı tehdit ediyor.
Yetki Karmaşasına Son
Kanun teklifi ile birlikte göl ve çevresinde uzun süredir devam eden kurumlar arası yetki karmaşasının ortadan kaldırılması, etkin ve bütüncül bir koruma mekanizması oluşturulması hedefleniyor. Bu kapsamda kurulacak olan Beyşehir Gölü Alan Başkanlığı, hem koruma hem de planlama ve yönetim faaliyetlerini tek elden yürütecek.
Doğa ve İnsan Uyumu Temel Alınacak
Teklifin genel gerekçesinde, gölün ekolojik dengesinin korunması, sürdürülebilir kalkınma ilkeleri çerçevesinde yöre halkının refahının artırılması ve bu doğal mirasın gelecek nesillere sağlıklı şekilde aktarılması vurgulanıyor.
Komisyon Kurulacak, Gelirler Artırılacak
Kurulacak Beyşehir Gölü Alan Komisyonu; alan içindeki tüm fiziki ve inşai uygulamalarla ilgili karar mercii olacak. Aynı zamanda göl alanında yapılacak planlama, imar uygulamaları ve turizm faaliyetleri de bu Komisyonun gözetiminde yürütülecek. Alan başkanlığının gelir kaynakları arasında belediye bütçelerinden ayrılacak paylar, idari para cezaları ve bakanlık katkıları da yer alacak.
Kanunla Gelen Yeni Haklar ve Cezai Düzenlemeler
Yasa teklifinde, İdare'ye vergi muafiyeti, bağış ve sponsorluk desteği, ihale mevzuatından kısmi muafiyet, kamu taşınmazlarının bedelsiz tahsisi gibi mali avantajlar tanınırken, aynı zamanda göl çevresindeki koruma esaslarına aykırı hareket edenlere yönelik idari para cezaları da belirlenmiş durumda.
Yürürlükteki Planlara Geçici Geçiş
İdarenin teşkilatlanması tamamlanana kadar mevcut imar planları geçerliliğini sürdürecek. Yeni yönetmeliklerin üç ay içinde çıkarılması ve kapsamlı Beyşehir Gölü planlarının da iki yıl içerisinde hazırlanarak Komisyon onayına sunulması öngörülüyor.